9 Şubat 2014 Pazar

Bilişsel Çarpıtmalar: Büyütme/ Küçültme


Bu duşunce hatası negatif şeyleri abartma, pozitif şeyleri değersizleştirme olarak açıklanabilir. Genellikle başkalarının olumlu kişilik özellikleri abartılırken olumsuz olanlar dikkate alınmaz. Bu tip bilişsel çarpıtmanın bir alt türü vardır, felaketleştirme.

Felaketleştirme: Olabilecek en kötü sonuca odaklanmak olarak açıklanabilir. Kişi iyi ihtimalleri gözünde küçültür ve hatta yok sayarken diğer yandan da kötü ihtimalleri abartmaktadır. Sonuç olarak zihninde bir felaket tablosu çizer ve duyguları duruma uyum sağlar. Henüz hiç bir şey belli değilken kişi kendi yazdığı felaket senaryosuna göre yaşamaya ve hissetmeye başlar.

Büyütme/ Küçültme ile baş edebilmek için:


·                    Eğer böyle olursa ve ben bununla mücadele edersem nasıl olur? Bu soruya yanıt arayın.

·                    Ne kadar büyüttüğünüzü ya da küçülttüğünüzü kestirmeye çalışın.

·                    “Kime göre?/ neye göre?” sorularını kendinize sorun.

 

Pınar Hanım yeni komşuları Zeliha Hanımlara ev gezmesine gitmiştir. Pınar Hanım, Zeliha Hanımın evine ve eşyalarına bayılırr. Eve geldiğinde tıpkı Zeliha Hanım’ın dairesine benzeyen evi gözüne iyice çirkin görünür. Eşyaların eskiliği, dekorasyondaki bir kaç uyumsuzluk, çocukların eşyaları sığmayınca odaya alınan ikinci dolap ve mutfak dolapları gözüne batmaya başlar. Diğer komşularıyla görüştüğünde Zeliha Hanım’ın evini anlata anlata bitiremez. Arada bir de kendi evini yermekten geri kalmaz. Bunun üzerine komşusu Canan Hanım şöyle der: “Pınarcığım bence senin evin daha sade, daha rahatlatıcı. Zeliha’nın evini ben de gördüm. Bana biraz fazla renkli geldi.” Pınar Hanım bu duruma şaşırıp kalır. Zeliha Hanım’ın evi kime göre, neye göre güzeldir? Pınar Hanım'ın evinin de güzel olan yanları yok mudur? Peki ya Zeliha Hanım'ın evinin olumsuz olan yönleri?

 

Felaketleştirme benim sık sık yaptığım bir düşünme hatasıdır. Fakat bunun nasıl bir şey olduğunu öğrendiğimden beri daha az yapıyorum ya da yapmaya başladığımda kendimi durduruyorum. Örneğin çocuğu lise birinci sınıfta sınıf tekrarı yapan bir anneyi ele alalım. Anne, çocuğu başarısız olunca şöyle düşünmeye başlar: “Bu çocuktan bir halt olmaz. Bir dikiş tutturamaz. Ne doğru düzgün bir işi olur ne de bir ailesi. Sokak serserisi olacak bu çocuk. Başını belaya sokacak. Okulu bırakıp çetelere karışırsa ne yaparız?...” Olan varan bir yıl sınıf tekrarı yapan bir çocuktur. Belki o yıl başaramamıştır, belki harika bir üniversitede popüler bir bölümde okuyamayacaktır, ama bu, çocuğun berbat bir hayatının olacağı anlamına asla gelmez. Anne yalnızca olumsuzu abartmakta, durumu felaketleştirmektedir.

 

Bu düşünce hatası tıpkı içimizi kemiren bir kurt gibidir. Mutsuzluk, endişe, umutsuzluk, kendine ve karşıdakine güvenmeme ve daha bir sürü olumsuz sonuç bu kaynaktan beslenebilir. O yüzden umarım bir an önce kendinizi yakalamaya ve durdurmaya başlayabilirsiniz.

 

 

1 yorum:

  1. Çabuk dağılan depresifleşen ben de bu var sıkça :(
    eskiye göre elbette daha iyiyim..ama artık bir anneyim ve daha da iyi olursam çocuğuma iyi bir model olabileceğim..

    YanıtlaSil