Sürekli biçimde olumlu şeyleri şansa veya başka
dışsal faktörlere bağlayarak kazanımlarınızı değersizleştrmek anlamına
gelmektedir. Hayatınızın beş para etmediğine olan negatif inancınız, elde
ettiğiniz pozitif şeyleri değersizmiş gibi gösterir. Kafanızdan “evet öyle ama
o sayılmaz” cümleleri geçmektedir.
Olumluyu değersizleştirme ile
mücadele edebilmek için aşağıdakilere göz atın:
·
Kendinize
şu soruyu sorun: “Peki ne olsa pozitif sayacağım?”
·
Size
yönelen iltifatları basitçe kabul edin, “teşekkür ederim” demeniz yeterli.
İltifatlar karşısında “ama” ve “zaten” gibi kelimelerle açıklama yapmayın,
iltifat edilen şeyin değerini küçültmeye çalışmayın.
·
Güçlü
yönlerinizi ve bireysel başarılarınızı listeleyin.
Bu düşünce hatasını göstermek için uzun uzadıya
öykü anlatmaya gerek yok. Aşağıdaki diyaloglar yeterince açık biçimde olumluyu
değersizleştirme hatasını size göstereceklerdir.
Erkek: Çok güzelsin.
Kadın: Hmm biraz makyaj ve güzel giysiler işte.
Patron: Mehmet Bey bu proje harika bir fikir.
Mehmet Bey: Şey öylesine işte aklıma geliverdi.
Gazeteci: Çok başarılı bir iş adamısınız. Bu başarınızı neye borçlusunuz?
İş Adamı: Bilmem şans herhalde.
Öğretmen: Hamdi, ikinci yazılıdan 91 almışsın.
Hamdi: Zaten kolay bir sınavdı öğretmenim.
Siz de olumlu yönlerinizi ya da başarılarınızı
küçümsüyor musunuz? Önce iltifatlara teşekkür ederek başlayabilirsiniz. Sonra
olumlu yönlerinizin ve başarılarınızın bir listesini yapın. Hala yetersizse, bu
listenin maddelerini sağa sola yazın. Mesela telefonun ekranına, çalışma
masanıza, ekran koruyucunuza... Durumu bir kaç adım ileri taşıyıp aldığınız
iltifatlar karşısında uzun uzadıya kendinizi övmeye başladıysanız, hamurun suyu
biraz fazla gelmeye başlamış demektir. Kıvamı tutturunca bir yerde durabilmek
iyidir.
Haftaya kadar bu ve önceki bilişsel çarpıtmaları
pratik yapmaya devam etmeyi ihmal etmeyin. Haftaya içimizdeki falcıyla mücadele
edeceğiz.