Bir önceki
yazımda, aşırı mükemmelliyetçilikten sizlere bahsetmiştim. Ben de içimdeki
mükemmelliyetçinin sesini kısmaya çalışıyorum, demiştim. İşte geçen hafta
yazmamamın nedeni tam olarak bu. Her hafta düzenli olarak bloguna yazı
hazırlayan mükkemel Elif’i biraz sarsmak istedim. Yazı hazırlamak yerine biraz
avarelik yapmayı seçtim. Pişman da değilim. Belki sizin için de cesaret verici
olur diye düşündüğümden, açık yüreklilikle paylaşmak istedim.
Şimdi eğer siz de
kervana katılmak istiyorsanız, biraz değişmeyi, kontrolu elden bırakmayı ve her
şeyin mükkemmel değil de idare eder olmasını göze alabiliyorsanız, sizinle bir kaç pratik öneri paylaşacağım.
Önce minik bir
test yapalım:
1 Diyelim ki
odanızın duvarlarını boyadınız ve iş bitti. Fırçanızı, rulonuzu temizleyip
kaldırdınız. Elinize çayınızı alıp “ohh” deyip oturmuştunuz ki, o da ne? Tam
karşı duvarda bir yeri atlamışsınız. Bir parmak genişliğinde bir çizgi odanın
eski rengini ele veriyor. Başkalarının pek fark etmeyeceğini bilseniz bile
içiniz hiç rahat değil. Bu durumda ne yapardınız?
A)
Malzemeleri
getirip orayı boyardım.
B)
Daha
sonra hallederim, diye düşünürdüm ve muhtemelen unutur giderdim.
C)
İnsanların
benim ve evim hakkında ne gibi olumsuz şeyler düşüneceğine kafamı takardım.
D)
Olayı
kafamda büyütür ve sürekli üzerinde düşünmeye devam ederdim.
2 Misafirliğe
giderken götürmek üzere bir pasta yaptınız. İşiniz bitti, giyinip hazırlandınız
ve bir de baktınız ki pastanın kreması hiç düzgün olmamış. Dümdüz olması gereken
pasta yeryüzü şekilleriyle dolu. Ne yapardınız?
A)
Pasta
her haliyle güzel bir şeydir ve kremanın şeklinden bağımsız olarak afiyetle
yenecektir. Pastayı alır çıkardım.
B)
İnsanların
benim ne kadar beceriksiz olduğumu düşüneceklerine kafamı takardım.
C)
Geç
bile kalsam, o kremayı düzeltir öyle götürürdüm.
D)
Durumu
kafamda evirip çevirir ve en sonunda bunun çok büyük bir problem olduğuna
kendimi inandırırdım.
3 Arabanızın
içini temizlemek için saatler harcadınız ama sonunda bitti. Ailece bir
gezintiye çıktınız. Dönüşte çocuğunuz koltuğa dondurma düşürdü ve leke kaldı.
Ne yapardınız?
A)
Yaptığım
harika temizliğin berbat olmasına aşırı derecede bozulurdum. Günüm berbat
olurdu.
B)
Çocuğuma
çok dikkatsiz olduğu için kızardım.
C)
Eve
dönünce orayı temizlemesi gerektiğini çocuğuma söylerdim ve gaza basıp yola
devam ederdim.
D)
Olayı
büyütür, eve dönünce saatlerimi arabayı yeniden temizlemek için harcardım.
Cevaplarınız
sırasıyla B, A ve C değilse yazının geri kalanını daha da dikkatli okumalısınız
demektir.
1 Gün içinde kaç
defa “meli- malı” içeren cümleler kullandığınızı sayın. Her bir cümle için bir
kaseye bozuk para atabilir ya da başka bir yöntem bulabilirsiniz. Gün sonunda
paraları sayın ve her birini taşıdığınız bir kilogramlık bir ağırlık olarak
düşünün. Gün boyu bu ağırlığı taşımak için ne kadar enerji harcadınız dersiniz?
Bunun böyle
olacağını tahmin etmeliydim.
Çocuklara
bağırmamalıyım, ben kötü bir anneyim.
Sınava daha iyi çalışmalıydım.
Daha güzel yemek
yapmalıyım.
Daha çok para
kazanmalıyım.
Nazik bir insan gibi
görünmeliyim.
Liste uzar gider,
En iyisi bilişsel çarpıtmalara geri dönüp bakmak.
2 Siyah beyaz
düşünmekten vazgeçin. Boyanın kusursuz olmaması, çok kötü bir iş çıkardığınız
anlamına gelmez. Pasta kremasının dümdüz olmaması pastanın lezzetsiz, sizin de
berbat bir açşçı olduğunuza işaret değildir. Arabanız hala tertemizdir,
yalnızca koltukta temizlenmesi gereken minik bir yer vardır, o kadar. Yine
bilişsel çarpıtmalar serisinden “Siyah-Beyaz düşünme” kısmına bakmanızı
öneririm.
3
Mükemmeliyetçilik eğlence ve boş zamanlarınızdan çalar. İşleri mükkemle yapmak
için gereğinden fazla zaman harcadığınız için hiç boş vaktiniz yoktur. Boş
vakit, kötü bir şey değildir. İnsanın eğlenmeye ve dinlenmeye ihtiyacı vardır.
Biraz vücudunuzu dinleyin ve kendinize biraz izin verin. Günlük “meli-malı” aktivitelerinizin
bir listesini çıkarın. Sonra her bir aktivite için kendinize şu soruyu sorun: “yapmazsam
ne olur?” Elbette işe gitmezseniz, işinizden olabilirsiniz. Okula gitmemenin
bir sınırı var, aşmanız pek sağlıklı olmaz. Kastım bu gibi şeyler değil.
Diyelim ki listem şöyle olsun:
·
Bloga
her Pazartesi yazmalıyım.
·
Ödünç
aldığım filmi haftasonuna kadar izlemeliyim.
·
Önümüzdeki
Pazartesi Çok Kültürlü Psikolojik Danışma dersinde herkes kendi kültürüne özgü
bir yiyecek getirecek. Ben de çok güzel bir şey yapmalıyım.
Şimdi sorumuzu
soralım:
·
Bloga
her Pazartesi yazmazsam ne olur? Hiiiç. Vaktim olduğu başka bir Pazartesi yazarım.
·
Filmi
izlemezsem ne olur? Hiiiç. Sonra yine ödünç alırım.
·
Çok
güzel bir şey pişirmezsem ne olur? Hiiiiç. Muhtemelen hiç bir şey götürmesem
bile bir şey olmaz. O yüzden fazla kendimi kasmayacak bir şey yapacağım.
4
Mükemmelliyetçilik gereksiniminizin nereden geldiğini anlamaya çalışın. Her
şeyi iyi yapmadığınızda sizi sevmeyeceğine, kabul etmeyeceğine inandığınız bir anne ya da babanız var mıydı? Geriye
dönüp baktığınızda, ebeveynleirnizin mükemmelliyetçi olduğunu söyleyebilir
misiniz? Sizi hatalarınızla ve zayıflıklarınızla kabul etmeyenler kimler? Kendinize
olan güveninizi arttırmak için, bilinçli ya da bilinçsiz, bu yolu seçmiş
olabilir misiniz? Kusursuz olmanız gerektiğini söyleyen hiç bir evrensel kural
ya da bir din yoktur. Kusurlarımızı görmek bizi insan yapar. Kendimizi,
eksikliklerimizle ve yanlışlarımızla kabul edebilirsek, hayatımızdaki insanları
da değiştirmeye çalışmayı ve onları kontrol etmeye çalışmayı bırakır, yani
onları olduğu gibi kabul edebiliriz.
5 Mükemmelliyetçiliğiniz
için ödül-bedel analizi yapın. Mükemmelliyetçiliğin size bir takım şeyler
kazandırdığını görmezden gelmiyorum. Fakat siz ne bedeller ödediğinizi görmezden
geliyor olabilirsiniz. Dört hücreli bir tablo yapın. Sol üst kutuya mükemmel
olmanın getirilerini yazın. Sağ üst kutu mükemmel olmanın bedelleri için olsun.
Sol alta mükemmel olmamanın kazançlarını koyun. Sağ altta ise mükemmel
olmamanın bedelleri olsun. Sağ alt kutuyu detaylı değerlendirin. Ben bu çalışmayı
danışanlarımla yaptığımda, genelde çok gerçek dışı inançlar görüyorum. Başarılı
bir öğrenci olmamak, kimse tarafından takdir görmemek veya yaptığı işten memnun
olmamak gibi... Oysa her başarılı insan mükemmelliyetçi değildir ve ortaya koyduğu
üründen tatmin olmayanlar daha çok mükemmelliyetçi olanlardır.
6 Yapmanız
gereken işlerin bir listesini yapın. Her bir iş işin en mükemmel ve en kötü
biçimde nasıl yapılacağını yazın. İkisinin arasında bir nokta belirleyin.
İşleri bu ara noktaya göre yapmayı hedefleyin.
7 Listenizdeki
günlük işleri daha kısa sürede yapmaya çalışın. Mükemmel bir ev temizliği 9
satinizi alıyorsa, 6 saatte bitirmeyi hedefleyin. Mükemmel olmasına gerek yok,
temizlensin yeter. Sınavdan 90 üstü bir
not almak için 3 gün çalışmanız gerekiyorsa, 2 buçuk gün çalışın. Eminim 80 üstü bir not da işinizi
görecektir.
8 Bazı şeyleri
mükemmel yapmayan insanları gözleyin. Arabası pis diye bir insanı sevmekten vaz
geçiyor musunuz? Mükemmel yemek yapmadığı için sevgilisini terk eden kaç insan
var? Okulu dereceyle bitirmediği için çocuğunu daha mı az seviyor insanlar?
Emin olun siz de biraz rahatlarsanız, kimse sizi daha az sevmeyecek. Sadece siz
daha dingin olacaksınız.
Hepimize daha
huzurlu ve dingin günler diliyorum. Dünya bizim sayemizde dönmediği gibi bizim
yüzümüzden de durmayacak öyle değil mi?