Merhaba Değerli Okurlar,
Geçen haftaki yazım biraz gecikmişti ki, Salı günü Soma’daki
korkunç olay meydana geldi. Zaten ondan sonra ne bende yazı yazacak hal kaldı
ne de yazacaklarımın bir anlamı. Ölenlere rahmet, geride kalanlara sabırlar
dilerim. Çok zor günler yaşandı, acılar henüz çok taze. Soma’da
meslektaşlarımın psikososyal destek verdiklerini haberlerden takip ediyorum. Bu
gerçekten gerekli ve yerinde bir hizmet. Soma çok büyük bir yara açtı
zihinlerimizde, kalplerimizde. Ne yazık ki Soma tek değil. Suriye sınırından
geçerken, anneleri gözleri önünde vurulan çocuklar, zorunlu askerlik için silah
altına alınan gençler, tecavüz madurları, depremi yaşayanlar, her bayram sevdiklerine
kavuşmak umudyla çıktıkları yollarda trafik canavarıyla tanışanlar….. Travma
topraklarında yaşıyoruz ne yazık ki.
Ben de bu vesileyle travma ve travma sonrası stres
bozukluğu hakkında bir şeyler paylaşmak
istiyorum elimden geldiğince, dilim döndüğünce.
Travmatik bir olaya maruz kalmak, insan psikolojisini
olumsuz etkileyen önemli nedenlerden biridir. Peki travmatik olay denen şey tam
olarak ne demektir ve maruz kalmaktan kasıt nedir?
Travmatik olay; savaş,kapkaç, fiziksel saldırı, çocukluk
dönemi istismarı, cinsel saldırı veya tehtidi, ölüm tehlikesi atlatma, kaçırılma,
rehin alınma, terörist saldırı, işkence, doğal yolardan veya insan eliyle
meydana gelen felaketler, ve ciddi motorlu taşıt kazaları gibi olaylara verilen
genel isimdir.
Travmatik olaylara dört farklı yoldan maruz kalınabilir:
1 Olayı bizzat yaşamak
2 Olaya şahit olmak
3 Travmatik olayın bir yakınımızın başına geldiğini öğrenmek
4 Travmatik olayın detaylarına uzun süreli ve yoğun bir
biçimde maruz kalmak
13 Mayıs’ta meydana gelen felaket 301 kişinin ölümüne, bir
çok insanın da yaralanmasına neden olan, insan eliyle meydana gelmiş bir
travmatik olaydır. Bu felaketten sağ kurtulanlar, kurtulanların ve yaşamını
yitirenlerin yakınları ve kurtarma çalışmalarına katılanlardan tutun da
televizyonlardaki haber spikerlerine kadar, pek çok insan farklı biçimlerde
travmatik bir olaya maruz kalmıştır.
Olayın çok üzücü olduğu gerçeği herkes için aynıdır, fakat
insanların verdiği tepkiler farklı olabilir. Herkes travma sonrası stres
bozukluğu ya da akut stres bozukluğu belirtileri göstermeyebilir. Soma’daki ya
da herhangi başka bir travmatik olaya maruz kalan bir bireyin durumunun, aşırı
üzgün olmaktan daha farklı olduğunu gösteren bazı belirtiler vardır. Bu durumda
uzman yardımı alınmasını şiddeetle tavsiye ederim.
Nedir peki bu belirtiler?
Travmatik olayın ya da olaya ilişkin görüntü ve seslerin zihinde
tekrar tekrar canlanması
Kabuslar
Olayı tekrar tekrar yaşama
Travmatik olayı çağrıştıran şeylere yoğun ve aşırı tepki
verme
Travmatik olay ve anılarla ilgili konuşmaktan kaçınma
Gelişimsel gerileme davranışları (özellikle çocuklarda
altını ıslatma, parmak emme gibi)
Soyutlanma
Kısıtlı duygulanım (olaylara beklenen duygusal tepkiyi
verememe)
Uyku sorunları
Öfke patlamaları
Duyulardaki hassasiyetin artması, kişinin sürekli olası
tehditleri gözeten abartılı halleri ve aşırı tedirginlikle kendini gösteren ruh
hali
Bu gibi belirtilerin sıklığı ve şiddeti hayatınızı olumsuz
etkiliyorsa ve travmatik bir olaya herhangi bir yoldan maruz kaldıysanız, akut
stres bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğundan şüphelenebilir ve bir
uzman yardımı almak isteyebilirsiniz. Bu durum, tedavi edilebilen bir
rahatsızlıktır. Yaşanan acıların ardından oldukça normaldir. Kendinize
haksızlık etmeyin ve bir uzmana başvurmaktan lütfen çekinmeyin.
Uzman yardımı alana kadar geçen sürede ve terapi boyunca
size yardımcı olabileceğine inandığım bir kaç öneriyi burada paylaşmak
istiyorum. Tekrar altını çizmekte yarar var, bu öneriler psikoterapiye bir
alternatif değildir. Ayrıca bu öneriler, barınma, beslenme, temel sağlık ve
temizlik gibi ihtiyaçlarınızın giderildiği yani kriz aşamasının atlatıldığı
evre için geçerlidir. Öncelikle yapılması gereken, temel ihtiyaçların
karşılanması, krize müdahale edilmesidir. Sonrasında aşağıdaki önerileri
dikkate alabilirsiniz.
Pratik Öneriler
1. Travma ve sonrası belirtiler hakkında bir şeyler
okumaktan kaçınmayın. Yazının buraya kadarını okumuş olmanız ilk adım
sayılabilir. Yaşadığınız olay hiç kolay bir olay değil, bu konudaki
bilgilerinizi arttırmak hissetiklerinizi anlamanıza yardım edecektir.
Gösterdiğiniz belirtilerin tuhaf ya da saçma olmadığını kendinize hatırlatın.
Bu konuda, bu kadar yazılıp çizilmiş olması, benzer olaylar yaşayan insanların
sizinle benzer problemlere sahip olduğunu gösterir. Yalnız değilsiniz ve bu
çözümsüz bir durum değil.
2. Kaygı, öfke, sıkıntı ve stresinizin çok yoğun olması
beklendik bir durumdur. Amacımız bu duygularınızı hisetmenizi bastırmak değil,
duygularınızı kontrol edebilmenize ve sağlıklı biçimde ifade edebilmenize yardımcı
olmaktır. Aşağıdaki önerilerden hepsini bir anda yapmayı denemeyin. Size
mantıklı görünenlerden bir ya da ikisini seçin. Hafta boyunca seçtiğiniz şeyi
uygulamayı deneyin ve hafta sonunda ilerlemenizi gözden geçirin. Bir süre sonra
kaygı, öfke ve stresinizi kontrol edebilecek yöntemler kazanmış olacaksınız.
2.1. Sağlıklı beslenin. Oldukça basit bir öneri gibi
görünebilir, ama kaçımız gerçekten bunu yapabiliyor? Aburcuburlardan uzak durun
ve şekerli şeyler yemeyi azaltın. Şeker stres düzeyinizin artmasına katkı
yapabilir.
2.2. Egzersiz yapın. Travma sonrası bedeniniz sürekli alarm
durumunda olabilir. Egzersiz yapmak, bedeni alarm durumuna geçiren kimyasalları
dengelemek için yararlı olacaktır. Yürüyüş, bisiklete binmek ya da benzeri
aktivitiler stresinizi kontrol etme becerinizi arttıracaktır. Her gün kısa da
olsa biraz egzersiz yapmayı deneyin. 2.3.
2.3. Uyuyamasanız bile yeterince dinlendiğinizden emin olun.
2.4. Günlük düzeninizi, rutininizi korumaya çalışın. Belli
bir saatte yatağa gitmek ve uyanmak, gününüzü planlamak ve yapabiliyorsanız bir
parça da olsa işe ya da okula dönmek gibi aktiviteler size bir şeyleri kontrol
edebildiğinizi gösterecektir. Fakat kendinizden çok şey beklemeyin. Zamanla
performansınızı arttırabilirsiniz. İş ya da okulu travmatik anılardan bir kaçış
olarak kullanmayın.
2.5. Destek ve yardım istemekten çekinmeyin. Bu bir zayıflık
göstergesi değildir. Çevrenizdekilerden, uzmanlardan, benzer durumları yaşayıp
üstesinden gelebilmiş kişilerden destek istemek kendinizi yalnız hissetmenizin
önüne geçecektir. Unutmayın, üzüntü paylaşıldıkça azalır. Eğer şimdiye kadar
bazı yakınlarınız yardım teklif etmediyse, muhtemelen sizi önemsemediklerinden
değil ne yapacaklarını bilmediklerindendir.
2.6. İnsanlarla vakit geçirin. Hoş sohbet olduğuna
inandığınız kişilerle zaman geçirin. Travma hakkında konuşmanız şart değil.
Futbol, müzik, yemek tarifleri ya da ortak ilginiz dahilinde olan herhangi
başka bir şey konuşabilirsiniz.
2.7. Pek öyle düşünmüyor olabilirsiniz, ama pek çok güçlü
yönünüz var. Bunları sık sık kendinize hatırlatın. Olumlu yönlerinizi
hatırlamakta zorlanıyorsanız, aklınıza geldikçe not alın ve arada göz atın.
Yakınlarınızdan ve sizi iyi tanıyan insanlardan da destek alabilirsiniz.
3. Eğer bir yakınınız travmatik bir olay yaşadıysa siz neler
yapabilirsiniz?
3.1. Travmatik olayı yaşayan kişi eğer bu konuda konuşmak
istiyorsa, onu durdurmayın, susturmayın, konuşmasına izin verin. Acıma duygusuyla
yaklaşmayın ve mümkünse “seni anlıyorum” diye bir cümle kurmayın. Siz o olayı
yaşamadınız, o yüzden bu çok kuru ve boş bir ifade olacaktır. Onun yerine “çok
üzgün olduğunu görüyorum” veya “çok korktuğunu anlayabiliyorum” gibi empatik
tepkiler vermeye çalışın. Bir tepkinin empatik olabilmesi için, karşınızdakinin
ne söylediğine dikkat etmeli ve ne hissettiğini anlamaya çalışmalısınız. Yakınınız
üzüntü, öfke, çaresizlik, suçluluk gibi duygulardan bazılarını hissediyor
olabilir. Önemli olan, onun hissettiği duyguyu bir ayna misali anlamak ve yansıtmaktır.
Böylece kişi, anlaşıldığını hisseder.
3.2. Yakınınızla eskisi gibi birlikte vakit geçirmeye devam
edin. Travma hakkında konuşmak zorunda değilsiniz. Kişi istemediği sürece,
konunun üzerine gitmeyin. Eskiden yaptığınız aktiviteleri sürdürmeye devam
edin. Kişinin özel alanına ve bazı duyguları yalnız yaşamak istemesine saygı
gösterin.
3.3. Travmatik olaydan kurtulan yakınınıza “şanslı olduğunu”
ya da “çok daha kötü olabileceğini” söylemeyin. Bunun yerine, böyle bir olay
yaşadığı için üzgün olduğunuzu, eğer isterse, onu dinlemeye, anlamaya ve ona
yardıma açık olduğunuzu söyleyin.
3.4. Birbirinizle ilgilenin. Her gün en az bir iki güzel şey
söylemek, sarılmak, kucaklaşmak iyi gelecektir.
Uyku Problemi Çekiyorsanız,
4. Travma sonrası stres bozukluğunda ve depresyonda uyku
problemleri yaşamak oldukça yaygındır. Bazen uyku ilaçları işe yarayabilir, ama
mutlaka doktor tavsiyesiyle ve dikkatli kullanılmalıdır. Uykunuzu düzenlemek
için ilaç kullanmaktan başka yapabileceğiniz pek çok şey var.
4.1. Bir düzen tutturmaya çalışın. Gece iyi uyuyamamış
olsanız bile, her sabah belli bir saatte uyanmaya çalışın.
4.2. Eğer yattıktan yarım saat sonra hala uykuya dalamadıysanız,
kalkınn ve biraz gezinin. Sonra yine yatın ve bir yarım saat daha uyumayı
deneyin. Yine olmadıysa, yine kalkıp biraz gezinin ya da uykunuzu açmayacak
bazı aktivitiler yapın.
4.3. Akşam 6’dan sonra, çikolata, kahve, sigara, kola, çay
ve alkolden uzak durun.
4.4. Yatağa gitmeden bir kaç saat önce yemek yemeyi
durdurun. Akşam yemeğinizi çok geç yemeyin.
4.5. Hafif egzersizleri günlük rutininiz haline getirin.
Fazla kilonuz varsa, biraz kilo kaybetmeyi deneyin.
4.6. Yatakta uyumak ve sevişmekten başka bir şey yapmayın.Yatakta
televizyon izlemeyin, kitap okumayın, bulmaca çözmeyin ve geçmiş ya da gelecekle ilgili olumsuz şeyleri
düşünmeyin. Yatağınızı sadece uyumak için kullanın.
4.7. Yatmadan önce rahatlatıcı bir şeyler yapmayı alışkanlık
haline getirin. Nefes egzersizi, dua etmek, ılık bir duş almak, rahatlatıcı
müzikler dinlemek gibi şeyler olabilir.
4.8. Unutmayın, uyuyamadığınızı düşünüp uyumak için
endişelendikçe, uykuya dalabilme ihtimaliniz azalır. Alışkanlık edinmek zordur.
Uyku ilaçlarına baş vurmadan önce, bu önerileri iki hafta boyunca uygulamayı
deneyin.
Kaygı ve paniği control altına almak için önümüzdeki hafta
bazı yöntemler paylaşacağım. Bu haftalık bu kadar yeter. Oldukça uzun bir yazı
oldu şimdiden. Travmatik olayların sonuçlarını tedavi etmek kadar, bu gibi olayların
olmasını engellemek de önemlidir. Lütfen bu konuda da üzerimize düşeni yapalım.