27 Eylül 2014 Cumartesi

Çocuk Terbiyesi veya Disiplini için Önemli Püf Noktaları


Merhaba değerli okurlar, çoook uzun bir aradan sonra yine buralardayım. Bundan sonra daha düzenli yazmaya çalışacağım. Bugün hepimizin işine yarayacak bir şeyden bahsetmek istiyorum: Çocuk disiplini. Bu yazımı Yale Üniversitesi Ebeveynlik birimi başkanının Amerikan Psikologlar Derneği için yaptığı konuşmayı temel alarak hazırladım. Yani pek çok bilimsel araştırmanın sonuçlarının gerçek hayata uygulanışı da diyebiliriz.

Çocuklarınızın bazı davranışları yapmasını, bazılarını da kesinlikle yapmamasını istediğinizin farkındayım. 14 yaşındaki çocuğunuzun okul dışındaki saatlerde nerede olduğunu size söylemesini, 4 yaşındaki ufaklığın isteği yerine getirilmeyince kendini yerlere atıp ağlamamasını, okula yeni başlayan miniğin ödevlerini zamanında yapma alışkanlığı kazanmasını.... Kısacası şunları yapıp bunları yapmamasını bekliyoruz çocuklardan. Peki bunları çocuklarımıza nasıl öğretebiliriz?

Pek çoğumuzun, disiplin denince aklına cezalandırmak geliyor. Dr. Alan Kazdin, bunun çocukların davranışlarını değiştirmede neredeyse hiç bir etkisinin olmadığını söylüyor. Bu söylemi elbette temelsiz değil, pek çok araştırmaya dayanıyor. Çocuklar cezanın olmadığı anlarda istenmeyen davranışları yapmaya devam ediyor. Anne babalar, etkili olsun diye cezayı arttırıyor, şiddetlendiriyor. Çocuk ve ebeveyn arasında bir savaş başlıyor.

Dr. Kazdin, cezanın en iyi ihtimal istenmeyen davranışı azaltacağını, ama asla çocuğun sizin istediğiniz gibi davranmasına yardım etmeyeceğini söylüyor. Bu nedenle ceza vermek yerine, çocuğa yeni davranışları öğretmemiz gerektiğininin altını çiziyor . Olumlu davranışları öğretmenin en güzel iki yolu model olma ve ödüllendirme. Siz eşinize sinirlendiğinizde bağırıyorsanız, çocuğunuz da istediği yapılmadığı için sinirlendiğinde bağırıp çağıracaktır. Siz uygun davranmadığında çocuğunuza fiziksel şiddetle karşılık veriyorsanız, o da akranlarının kendine göre uygun davranmadığını düşündüğünde sizden öğrendiği yöntemi uygulayacaktır. Siz işten gelir gelmez televizyonun karşısına geçiyor veya bilgisayarın başına oturuyorsanız, çocuğunuzdan okuldan eve gelir gelmez ödevlerini yapmaya başlamasını beklemek sadece ütopik olacaktır.

Çocukların yetişkinlerin ilgisine ihtiyacı vardır. Eğer normal haliyle sizden ilgi göremiyorsa normal dışı bir şeyler yapmaya başlayacaktır. Uslu uslu arabalarıyla oynayan bir çocuğu görmezden gelir, yaptığını ödüllendirmezseniz, o bir şekilde dikkatinizi çekmeyi başaracaktır. Mesela makyaj malzemelerinizi ortalığa saçılmış bulabilirsiniz. Bir çocuk için görünmez olmaktansa, cezalandırılmak bile daha iyidir. Halk arasında yaramazlık diye adlandırılan davranışların çocuk için başka bir anlamı vardır, ebeveynin dikkatini çekmek ve onu kontrol etmek. Çocuğunuza istediği dikkati ve ilgiyi, o olumlu davranışlarda bulunurken gösterin. Sevginiz, ilginiz, okşamanız, sarılmanız, tek bir güzel sözünüz çocuğunuz için bir ödüldür. Ödül denildiğinde, hep çikolata veya oyuncak gibi maddi şeyleri düşünmemek gerekir. Çocuklarımıza verebileceğimiz çok daha güzel şeyler vardır: mesela “seni seviyorum” veya “benim için önemlisin” mesajları.

Çocuğa ceza verilecekse dahi bu çok dikkatli seçilmelidir. Çocuğun gelişimini ve psikolojisini olumsuz etkileyecek cezalar verilmemelidir. Çocuğa verilebilecek ceza, onu sahip olduğu bazı extra ayrıcalıklardan mahrum bırakmak ya da çok kısa süreli time out uygulamaları olabilir. Örneğin haftasonu bilgisayar oynama iznini kaldırmak veya saatini azaltmak, yeni bir oyuncak alınmasını ertelemek ve buna benzer uygulamalar yapılan olumsuz davranış ile orantılı olduğu sürece kabul edilebilir. Fakat çocuğun arkadaşlarıyla vakit geçirmesini kısıtlamak, onu hayvanat bahçesine götürmekten vazgeçmek, akşam yemeğini vermemek gibi cezalar kabul edilemez. Fiziksel şiddet, çocuğu evde tek başına bırakıp gitmek, karanlık bir odaya veya banyoya kapatmak gibi cezaların ise asla ve asla kabul edilebilecek bir tarafı yoktur. Hiç bir çocuk böyle bir şeyi hak etmez. Çocuğunuzla ilişkiniz bu noktaya geldiyse baştan beri eksik yapılan bir şeyler var demektir. Ya siz çocuğunuzun gelişimsel ve psikolojik sorunlarını fark etmemiş ve bir uzmana başvurmamışsınızdır ya da etkisiz bir disiplin politikanız vardır.

Time-out denen uygulama ise çocuğun kısa bir süreliğine ortamdan ve ilgiden uzaklaştırılmasıdır. Time out süresi çocuğun yaşı kadar dakika olarak düşünülebilir. Çocuğunuz 3 yaşındaysa, time out 3 dakikayı geçmemelidir. Bu sürede çocuğunuza neden bu cezanın verildiğini söyleyip onunla iletişiminizi 3 dakika boyunca kesebilir, onu ortamdan uzaklaştırıp sakinleşmesi için başka bir yere götürebilir veya gönderebilirsiniz. Çocuğunuzun sakinleşmesini istiyorsanız, önce siz sakin olun. Bağırıp çağırarak time out yapamazsınız.

Daha ileri yaştaki çocuklar yani ergenlik çağındakiler için konuşmak gerekirse, cezanın pazarlığı söz konusu olabilir. En baştan oturup çocuğunuzla anlaşmaya varmalısınız. Eğer haber vermeden 3 saat geç kalırsa, sonucunun haftasonu sinemaya gidememek olacağını çocuğunuz bilmeli. Hangi davranışları istemiyorsanız bunların yaptırımlarının neler olabileceğini oturup karşılıklı konuşun. Fakat yine de adil olun. Onlar gelişen ve çok yakında yetişkin olacak bireyler. Onlardan tamamen sizin gibi davranmalarını da beklemeyin. Aşırı kısıtlama ve ağır cezalar çok kalıcı izler bırakabilir ya da beklenmedik olumsuz sonuçlara neden olabilir.

Güvenilir bir ebeveyn olmak tutarlı olmakla başlar. Çocuğunuza tutamayacağınız sözler vermeyin. Olumlu bir davranışını ödüllendirmek için ona bisiklet alacağınızı söyleyip sonra almamak, sadece çocuğunuzun hayal kırıklığına uğramasına ve size olan güvenini kaybetmesine sebep olur. Onun yerine belki çocuğunuzun en sevdiği keki pişireceğinizi söylemek ve gerçekten bunu yapmak çok daha adil ve tutarlı olacaktır. Aynı durum cezalar için de söz konusudur. Yalan söylemenin cezasının bir gün boyunca televizyonu açamamak olduğunu söylüyor ama yine de çocuğunuzun yoğun ağlamaları karşısında dayanamayıp sırf sussun diye televizyonu açıyorsanız, bir dahaki sefere çocuğunuzun yine yalan söylememesi için pek bir sebebi olmayacaktır. Tutabileceğiniz sözler ve uygulayabileceğiniz cezalar verin. Çocuklar pek çoğumuzun sandığından daha akıllıdır. Onları yönlendirebilmek için en az onlar kadar ve hatta onlardan daha akkılı olmalıyız.

Çocuklar konusunda söylenebilecek milyonlarca şey var. Fakat bence en en önemlisi, onlara değer verdiğinizi ve onları sevdiğinizi çocuklarınıza hissettirin. Hiç bir çocuk sevildiği için şimarmaz. Çocuklar yaramazlıkları hoş görüldükçe şimarır ve bu hoşgörü sevgi göstermenin doğru yolu değildir.

Bütün minik yavruların sevgi dolu bir yuvada büyümesi dileğiyle, kendinize ve çocuklarınıza iyi davranın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder