6 Ocak 2014 Pazartesi

Bilişsel Çarpıtmalar: Siyah-Beyaz Düşünme



Bu düşünce tarzı keskin sözcüklerden yakalanabilir. “Asla, her zaman, her” gibi sözcükleri kullanmak düşüncenizi tek bir kutba doğru yönlendirecektir. Bir başka deyişle ya siyahları ya da beyazları görüyorsunuzdur. Bir arkadaşınızla problem yaşadığınızda onun bütün kötü özelliklerini hatırlamak, iyi yönlerini aklınıza getirmemek iyi bir örnek olabilir. Oysa insanlar ne siyah ne de beyazdır. Arkadaşınızın kötü özellikleri olabileceği gibi iyi özellikleri de vardır. Önemli olan siyah ile beyaz arasındaki renkleri de görebilmektir.

Siyah-Beyaz düşünme ile mücadele edebilmek için kendinize şu soruları sorun:


  • Düşündüğüm bu şeyin geçmişte farklı olduğu bir an var mıydı?
Siyah-Beyaz düşünce tarzı istisnalara izin vermez. Eğer bir istisna dahi bulabildiyseniz, bu artık Siyah-Beyaz düşünmeden çıkmış demektir.
  • Ne düşündüğünüze bağlı olarak “asla mı?” veya “her zaman mı?” sorularını yöneltin.

Şimdi bir örnek olay ile bu düşünce hatasını biraz daha somut bir biçimde açıklamaya çalışacağım. Mukaddes ve Meral Hanımlar aynı apartmanda, karşılıklı dairelerde oturan, benzer yaşlarda iki kadındır. Uzun yıllardır aynı yerde oturduklarından artık iyice ilerlemiş bir komşuluk ilişkileri vardır. Bir sabah Mukaddes Hanım, Meral Hanım’ın kapısını çalar, kendisine üç yumurta gerektiğini, fakat evde kalmadığını söyler ve komşusundan yumurta ister. Meral Hanım “Vallahi bende de yok Mukaddesciğim.” Der. Mukaddes Hanım sohbeti fazla uzatmadan evine döner. Meral Hanım hakkında düşünceler peş peşe aklından geçmeye başlar. Daha önce Meral Hanım’dan istediği şeyleri ve aldığı olumsuz cevapları hatırlar. Bir keresinde tesadüfen gittiği alt kat komşusunda Meral Hanım’ı gördüğünü, kendisine haber verilmediğini ve buna çok kırıldığını düşünür. Meral Hanım’ın oğlunun ne kadar da yaramaz bir çocuk olduğu, geçenlerde kırdığı bardak ve çay takımının bozulduğu  aklından geçer. “İnsanın evinde üç yumurta da olmaz mı canım?” diye geçirir aklından. Olayı Meral Hanım’ın tamamen kötü biri olduğuna ve hatta yalan söylüyor olabileceğine kadar vardırır kafasında.

Mukaddes Hanım eğer kendisine “Düşündüğüm bu şeyin geçmişte farklı olduğu bir an var mıydı?” diye sorsaydı, çok yüksek bir olasılıkla “Evet” cevabına ulaşacaktı. Belki sorunun cevabını bulmak için güzel anıların içine dalacaktı. Elbette geçmişte bir yerlerde Meral Hanım Mukaddes Hanım’ın yardımına koşmuştu ki bu komşuluk yıllarca sürmüştü. Gerçekten Meral Hanım tümüyle kötü biri olsaydı, yıllar önce ilişkileri biterdi. Mukaddes Hanım şu an yalnızca siyahları aklından geçirdiği için, Meral Hanım’a karşı pek çok olumsuz duygu hissediyor. Mukaddes Hanım’ın kendisine soracağı diğer soru da “herzaman mı?” sorusudur. İlk soruyla benzer biçimde bu soru da Mukaddes Hanım’ı istisnaları bulmaya sevk edecektir. Eğer Mukaddes Hanım bir kaç istisna bulabilirse, Meral Hanım’a karşı hisleri yumuşayacaktır.

Şimdi kendi hayatınızdan örnekler bulmaya çalışın. Eşiniz, öğretmeniniz, anneniz, babanız, sevgiliniz, patronunuz, eviniz, arabanız, işiniz.... Liste uzar gider. Kimleri ya da neleri yalnızca siyahlarıyla görüyorsunuz? İnsanları yalnızca siyah olarak görmek kadar yalnızca beyaz olarak görmek de sıkıntılı bir durumdur. Kimse melek olmadığına göre ya aşıksınız ya da aşırı iyimser. Sonrasında sürprizlerlekarşılaşıp hayal kırıklığına uğramamak için beyazlarınızı da bu sorularla testedebilir, karşınızdaki insanları daha gerçekçi bir pencereden görebilirsiniz. İnsanlara güvenmek için onların tümüyle iyi yani beyaz olmaları gerekmez. Önemli olan sizin farkındalığınızdır.
Gelecek haftaya kadar Siyah-Beyaz düşünme hatalarınız üzerinde çalışabilirsiniz. Bu yazının okunup onutulan bir bilgi olmaması için kendi düşünceleriniz üzerinde pratik yapmalısınız. Siyah-Beyaz düşünce hatalarınızı otomatik olarak yakalayıp kendinizi durdurmaya başlayabildiğiniz an, gerçek bir adım atmış olacaksınız. Haftaya “Aşırı Genelleme” hakkında konuşacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder