Bu düşünce tarzı keskin sözcüklerden
yakalanabilir. “Asla, her zaman, her” gibi sözcükleri kullanmak düşüncenizi tek
bir kutba doğru yönlendirecektir. Bir başka deyişle ya siyahları ya da
beyazları görüyorsunuzdur. Bir arkadaşınızla problem yaşadığınızda onun bütün
kötü özelliklerini hatırlamak, iyi yönlerini aklınıza getirmemek iyi bir örnek
olabilir. Oysa insanlar ne siyah ne de beyazdır. Arkadaşınızın kötü özellikleri
olabileceği gibi iyi özellikleri de vardır. Önemli olan siyah ile beyaz
arasındaki renkleri de görebilmektir.
Siyah-Beyaz düşünme ile mücadele edebilmek için kendinize şu soruları sorun:
- Düşündüğüm bu şeyin geçmişte farklı olduğu bir an var mıydı?
Siyah-Beyaz düşünce tarzı istisnalara izin vermez.
Eğer bir istisna dahi bulabildiyseniz, bu artık Siyah-Beyaz düşünmeden çıkmış
demektir.
- Ne düşündüğünüze bağlı olarak “asla mı?” veya “her zaman mı?” sorularını yöneltin.
Şimdi bir örnek olay ile bu düşünce hatasını biraz
daha somut bir biçimde açıklamaya çalışacağım. Mukaddes ve Meral Hanımlar aynı
apartmanda, karşılıklı dairelerde oturan, benzer yaşlarda iki kadındır. Uzun
yıllardır aynı yerde oturduklarından artık iyice ilerlemiş bir komşuluk
ilişkileri vardır. Bir sabah Mukaddes Hanım, Meral Hanım’ın kapısını çalar,
kendisine üç yumurta gerektiğini, fakat evde kalmadığını söyler ve komşusundan
yumurta ister. Meral Hanım “Vallahi bende de yok Mukaddesciğim.” Der. Mukaddes
Hanım sohbeti fazla uzatmadan evine döner. Meral Hanım hakkında düşünceler peş
peşe aklından geçmeye başlar. Daha önce Meral Hanım’dan istediği şeyleri ve
aldığı olumsuz cevapları hatırlar. Bir keresinde tesadüfen gittiği alt kat
komşusunda Meral Hanım’ı gördüğünü, kendisine haber verilmediğini ve buna çok
kırıldığını düşünür. Meral Hanım’ın oğlunun ne kadar da yaramaz bir çocuk
olduğu, geçenlerde kırdığı bardak ve çay takımının bozulduğu aklından geçer. “İnsanın evinde üç yumurta da
olmaz mı canım?” diye geçirir aklından. Olayı Meral Hanım’ın tamamen kötü biri
olduğuna ve hatta yalan söylüyor olabileceğine kadar vardırır kafasında.
Mukaddes
Hanım eğer kendisine “Düşündüğüm bu şeyin geçmişte farklı olduğu bir an var
mıydı?” diye sorsaydı, çok yüksek bir olasılıkla “Evet” cevabına ulaşacaktı.
Belki sorunun cevabını bulmak için güzel anıların içine dalacaktı. Elbette
geçmişte bir yerlerde Meral Hanım Mukaddes Hanım’ın yardımına koşmuştu ki bu
komşuluk yıllarca sürmüştü. Gerçekten Meral Hanım tümüyle kötü biri olsaydı,
yıllar önce ilişkileri biterdi. Mukaddes Hanım şu an yalnızca siyahları
aklından geçirdiği için, Meral Hanım’a karşı pek çok olumsuz duygu hissediyor.
Mukaddes Hanım’ın kendisine soracağı diğer soru da “herzaman mı?” sorusudur. İlk
soruyla benzer biçimde bu soru da Mukaddes Hanım’ı istisnaları bulmaya sevk
edecektir. Eğer Mukaddes Hanım bir kaç istisna bulabilirse, Meral Hanım’a karşı
hisleri yumuşayacaktır.
Şimdi kendi hayatınızdan örnekler bulmaya çalışın.
Eşiniz, öğretmeniniz, anneniz, babanız, sevgiliniz, patronunuz, eviniz,
arabanız, işiniz.... Liste uzar gider. Kimleri ya da neleri yalnızca
siyahlarıyla görüyorsunuz? İnsanları yalnızca siyah olarak görmek kadar
yalnızca beyaz olarak görmek de sıkıntılı bir durumdur. Kimse melek olmadığına
göre ya aşıksınız ya da aşırı iyimser. Sonrasında sürprizlerlekarşılaşıp hayal
kırıklığına uğramamak için beyazlarınızı da bu sorularla testedebilir,
karşınızdaki insanları daha gerçekçi bir pencereden görebilirsiniz. İnsanlara
güvenmek için onların tümüyle iyi yani beyaz olmaları gerekmez. Önemli olan
sizin farkındalığınızdır.
Gelecek haftaya kadar Siyah-Beyaz düşünme
hatalarınız üzerinde çalışabilirsiniz. Bu yazının okunup onutulan bir bilgi
olmaması için kendi düşünceleriniz üzerinde pratik yapmalısınız. Siyah-Beyaz
düşünce hatalarınızı otomatik olarak yakalayıp kendinizi durdurmaya
başlayabildiğiniz an, gerçek bir adım atmış olacaksınız. Haftaya “Aşırı
Genelleme” hakkında konuşacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder